>Kuaför Zamanı

>  Kadınların hayatında vazgeçilmez bir yer…Kuaför.

  Yedisinden yetmişine bütün kadınlar daha bakımlı, daha güzel olmak için kendilerini usta ellere teslim ediyorlar.
  Genç kızlar  daha büyük gözükmeye çalışıyor saçlarını daha on iki yaşından civciv sarısına boyatıyor.Öbür köşede ise yaşlı kadın daha genç görünmek için saçlarını yaptırıyor, o uzun tırnaklarını cilalatıyor.Ne kadar ironik bir tablo.
  İşte bu yüzden kuaförlere gitmeyi seviyorum.Bambaşka bir dünya, erkeklerin hizmetçi kadınların müşteri olduğu bir dünya.Ama kuaför ve müşteri ilişkisi bambaşka.
  Kuaförlerin nasıl katlanabildiğini bilemiyorum.O gürültü ( kadın dırdırı- fön makinesi- kadın dırdırı 2) ve koşuşturma içinde işlerini düzgün yapmak ve tüm o kadınları hayal ettikleri bir biçime sokmak zorundalar.
  Bu da o kadar kolay değil ha!
“Ya bu köşesi olmamaaağş”
” ben bu rengi istemiyordum! havuca benzedim!”
 ” Ya kırpılmış koyuna döndüm nağptınazz siğz!”
…
Bu tür kadınlarla uğraşabilmek !!
Hele bir tanesi vardı geçen sene,
Saçları beline kadar geliyor.
Aptal ( yapay) sarışın.
Küçük köpeğini o gürültünün içine getirmişti.
Kuaförün içinde köpek!
Zavallım, eminim çok korkmuştur.
Sonra o gerizekalı beni daha da çok şaşırtıp,
Köpeğin kafasına aynı kendi saçına yaptığı gibi,
Geçici boya sürdü! Pembe!! ( nefret ederim)
Hayvan aksırmaya başladı.
Ben sinirden geberiyorum.

Şimdi ben bugün bu konuya nereden geldim?
Küçüklüğümden beri saçlarım hep kısa olmuştur.
Annem hep kısa kestiriyordu ve ben de halimden gayet memnundum.
Kısa saç güzeldir.
Çok severim.
Ama birkaç senedir uzatıyorum.
Ve belime kadar uzattım.
Yalnız uzun saçın bakımı çok zormuş bunu anladım, yıkaması, şekil vermesi, şu bu…
Ama kararlıyım arada kırıkları aldırmak ve perçemi düzeltmek dışında üni.ye kadar uzatacağım.
Tabi aniden kestiresim gelmezse!
Geçen öyle oldu,
Kökten kestirdim eheh.
Aman! yanlış anlamayın,
erkek gibi değil.
şöyle olmuştu.

evet aynen böyleydi 🙂

Bugün sadece şekil verdirdim.
Ve her kadın gibi kuaförden çıkarken dünyanın en güzel kızı bendim.
Sokaktan geçerken saçların uçuşur,
Tüm gözler senin üzerinde…
Tamam bu kadar yeter ehe.

Şimdi şöyle oldum.



perçem biraz daha farklı ama bu şekil.



Ve kuaförlerde genç kızların aslında ilk dikkat ettikleri şey,
Hoş bir çırak var mıdır eheh.
Bakarsıın bakarsınn.
I ıh yok.Genelde çıkmaz.
Çıkarsa kesişirsin biraz.
Artistik hareketler yaparsın.
Saçlarınla o ilgilensin diye dua edersin.
Ama genelde “kuul” olurlar.
Sen yüz vermezsen gelirler.
Hı hım aynen böyle olur efenim.
“Genelde” ise çıraklar,
Boyadan tırnakları siyah olmuş,
Hep eski pantalon tarzı birşeyler ve beyaz gömlek giymiş,
Saçları dikmiş tipler olurlar.
Yani o ” yağuşuklu” çıraklar eskidendi.
Ve ben o zamanlar düşünemeyecek kadar küçüktüm.
Nalet Nalet Nalet olsun.

***

Kuaförden çıktığın zaman
( hayır yine o saç uçuşmasına girmeyeceğim söz)
en güzeli,
Eski dostlarla karşılaşmaktır.
Özellikle tam asansörden indiğinde,
eskiden platonik aşık takıldığın çocuğu karşında görürsen,
Ve birden gözleriniz kilitlenirse,
“hazal?” diye sorarsa sen de  “xxx?”
dersen böyle bir romantik ort…
tamam.
Sonra vedalaşırken saçlar uçuşmay…
eheh.
Sustum.

Kuaförcü Hazaliko.
*cidden de karşılaştım lan.Çok ilginç.Yakınımda oturuyor, hiç görmüyorum.O an karşılaşacağımız tuttu.